Vücudunuz yaş aldıkça değişir ve ayaklarınız bu durumdan muaf değildir…
Yıllar boyunca attığınız her adımda, vücudunuz yerçekimi nedeniyle ağırlığının iki ila üç katını emer. Peki tüm bu aşınma ve yıpranmandan en büyük payı ne alıyor? Ayaklarınız! Yıllar içinde üstlendikleri basınç, çarpma ve sıkmalar ayaklarınızın görünümlerini ve performanslarını değiştiriyor…
Ayak hastalıkları uzmanı Joy Rowland, “20 yaşındayken 39 numara giymiş olabilirsiniz, ancak sonsuza kadar bu bedeni giyeceğinize güvenmeyin” diyor ve açıklıyor, “Zamanla ve yerçekimi nedeniyle ayaklarımız uzar ve genişler. Bu değişim, bağlarımız ve tendonlarımız zamanla biraz daha gevşek hale geldikten sonra gelişir."
Dr. Rowland, büyümenin yanı sıra, yaşlandıkça ayaklarınızda bunyon ve çekiç parmak gibi şekil bozuklukları da gelişebileceğinin altını çiziyor. Amerikan Geriatri Derneği'ne göre, tüm yaşlıların üçte birinde bunyon var. Kalıtım, giydiğiniz ayakkabı türleri ve ne kadar iyi oturduğu da ayak deformitelerinin gelişiminde rol oynayabilir.
50. yaş gününüze geldiğinizde, muhtemelen başka bir dönüm noktasına da ulaşmışsınızdır: Yaklaşık 120.000 kilometreyi ayaklarınızın üzerine koymuşsunuzdur. Aktif bir yaşam tarzına öncülük ettiyseniz, bu dönüm noktasına çok daha erken ulaşabilirsiniz. 50 yaşına kadar, ayak tabanlarınızdaki yağlı dolgunun neredeyse yarısını kaybetmiş olabilirsiniz.
Ayak numarası büyümelerinin başlıca nedenlerini sıralamak gerekirse;
Dr. Rowland, insanların yaşlandıkça kilo aldığını ve bunun da ayaklarını daha düz hale getirebileceğini söylüyor.
Ayak tabanının uzunluğu boyunca uzanan plantar fasya tendonu gerilir ve bu da kemerin alçalmasına katkıda bulunur. Kilo alımı, yürüme şeklinizin mekanizmasını değiştirebilir ve ayaklara ve ayak bileklerine ekstra baskı uygulayabilir.
Yaşlandıkça vücudunuzun yağ depolamasındaki değişiklikler de ayaklarınızın nasıl göründüğünü ve nasıl hissettiğini etkileyebilir. Yaşlandıkça ayaklarınızın altını yastıklayan yağ yastıkçıkları incelir. Böylece ayaklarınız daha az darbe emer, bu da sert yüzeylerde ince tabanlı ayakkabılarla dolaşırken ağrı hissetmelerine neden olabilir.
Dr. Rowland, "Yaşlanmaya başladığımızda, derinin altında yatan yağ yastığını kaybetme eğilimindeyiz, bu nedenle bazı insanlar, hastanın ağrısını artıran yağ yastığı atrofisine ek olarak nasır da geliştirir" diyor.
Hamilelik sırasında salınan hormonlar da bağların gevşemesine neden olur ve dolayısı ile doğum yapan kadınların ayak numarasının büyümesi son derece sık karşılaşılan bir durumdur.
Menopoz da ayak sağlığını etkileyebilir. İlaçlar veya egzersizle karşılanmadıkça, östrojen kaybı ve diğer hormonal değişiklikler genellikle daha düşük kemik yoğunluğuna yol açar ve yeterli kemik kütlesi kaybolursa osteoporoz ile sonuçlanır. Bu durum, ayağın herhangi bir kemiğinde stres kırığı riskini artırabilir. Uygun şekilde tedavi edilmediği takdirde, stres kırıkları kötüleşebilir ve kemiklerin yerinden oynamasına neden olabilir.
Ayrıca, diyabet ve artrit ayaklarınızı etkileyebilir, bu nedenle bunlardan herhangi birini geliştirirseniz ayaklarınız tıbbi tedavi gerektirebilir. Ancak Dr. Rowland, sağlıklı olduğunuz ve ayaklarınızın rutin bakımını yaptığınız sürece, genellikle ciddi sorunlardan kaçınabileceğinizi söylüyor.
Uyum sağladığınızdan emin olmak için sık sık ayakkabı giymenin önemli olduğunu da ekliyor. En sevdiğiniz ayakkabılar ağrıya veya rahatsızlığa neden olmaya başladığında, yeni bir çifte yatırım yapmanın zamanı gelmiş demektir. Ağrı geçmez ise bir uzmana danışmanın zamanı…
Unutulmamalıdır ki yaşlandıkça, yıllık ayak sağlığı kontrolü daha büyük önem kazanır. Doktorunuz ayaklarınıza bakarak diyabet veya dolaşım sorunları gibi durumları belirleyebilir veya nasır, çatlamış cilt ve tırnak batması gibi yaygın sorunları tedavi edebilir.