Makosen olarak da bilinen loafer ayakkabılar, özellikle erkekler için modası geçmeyen tasarımlar arasında hep liste başında! Peki ama neden ve nasıl vazgeçilmez oldular; ne türlere ayrılıyorlar ve nasıl giyilmeliler?
Hafifliği, sade tasarımı, rahat ve düz tabanı ile iş yaşamının kurtarıcısı olan loafer ayakkabılar, hem klasik giyimde hem de gündelik giyimde kendine önemli bir yer edindi.
90 yıla yakın süredir piyasada olan loafer’lar, tasarımcıların gündelik ayakkabıların sınırlarını zorlaması ve yüksek moda üretimleri klasik, rahat bir stille birleştirmesiyle giderek daha çeşitli ve yaratıcı hale geldi. Bugün erkek giyiminin en sevilen slip-on ayakkabı modeli olan loafer’larla ilgili bu kapsamlı kılavuzu görünümüne önem veren ve modayla ilgilenen erkekler için hazırladık.
Dünden bugüne adım adım loafer tarihi
Günümüzde loafer’ların bir zarafet sembolü olduğu düşünülse de, kökleri aslında oldukça işlevseldir. Kuzey Amerika Kızılderilileri tarafından yaratılan ilkel modeli, tüm ayağı saran son derece yumuşak ama aynı zamanda çok dayanıklı olan yekpare geyik derisinden oluşmaktaydı.
Aynı dönemde, Laponlar (Norveç ve İsveç'in Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan bölgelerinde çok eski tarihlerden bu yana yaşamakta olan bir etnik grup) da çok benzer bir ayakkabı kullanmaya başlamıştı, ancak onlarınki birbirine dikilmiş çeşitli deri parçalarından oluşuyordu. Norveçli balıkçılar da bu tarz ayakkabıları benimsemiş ve onları yeniden Kuzey Amerika'ya ulaştırana kadar dünya çapında birlikte gezmişlerdir. Bir diğer anlatıma göre ise 1900'lerin başında İskandinavya'ya seyahat eden bazı öğrenciler, bu ayakkabıları Kuzey Amerika'ya geri getirenler oldu.
Öyle ya da böyle Kuzey Amerika'ya gelen ayakkabılardan ilham alan Spalding ailesi, 1932'de ilk loafer üretimine başladı. Bu ilk üretimden kısa bir süre sonra, 1936'da Amerikan GH Bass şirketi Weejun Loafer tipi ayakkabı modelini piyasaya sürdü. ‘Weejun’ aslında Norveççe'nin kısaltmasıdır, Loafer ise ‘aylak, boş gezen ve haylaz kimse’ anlamına gelir.
Terliklerle ilişkilendirildiği için başlangıçta moda eleştirmenleri tarafından hoş karşılanmayan loafer’lar, 1940'ların sonlarından itibaren her erkek ve kadının sahip olması gereken standart ayakkabı haline geldi. Bu hızlı yükselişte en büyük rol sahipleri ise James Dean ve Elvis Presley! Ve sonrasında onları iştahla takip eden ve okula spor ayakkabı ile kabul edilmedikleri için alternatif peşinde olan genç kuşak… Parlak beyaz çoraplarla giyilen loafer’lar kolej tarzının vazgeçilmezi haline geldi ve ‘Ivy League’ görünümünü tamamladı.
Gençler arasında moda ikonu olan loafer’lar, 1950'li yıllarda ünlü aktör ve dansçı Fred Astaire’in fraklarına eşlik etmeye başlayınca, güçlü ve büyük sanatçılar, yöneticiler ve zengin finansörler tarafından paylaşılan bir zarafet sembolü haline geldi.
1960’larda İtalya’yı da ele geçirmeye başlayan loafer’lar, 1970'lerde gündelik şıklığı pekiştirmek için güçlü ve lüks bir tercih olarak onaylandı.
Loafer’lar için popüler malzeme ve renkler
Çok yönlülük için süet loafer’lar mükemmel bir seçenek. Süet derinin kendine has dokusu loafer ayakkabıların genel çizgisine oldukça hoş bir şekilde katkıda bulunur.
Deri de makosen ayakkabılar için popüler bir tercihtir ancak tüm farkı yaratanın ayakkabının kendine has tarzı olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca daha resmi durumlar için rugan alternatiflere yönelebilirsiniz. Ruganın parlak yapısı, sade silüetlere mükemmel bir ışık katar ve albenisini arttırır.
Renk tercihleri arasında siyah klasik olabilir, ancak daha çok yönlü olabilen çeşitli renkler de vardır. Örneğin, tozlu kahverengi loafer’lar, sahip olmak için mükemmel bir çifttir çünkü geniş bir renk paletine uygundurlar ve daha resmi görünümlerin yanı sıra gündelik kombinlere keyifle eşlik edebilirler.
Lacivert ayrıca göz önünde bulundurulması gereken bir seçenektir ve beyazlar, bej ve zümrüt yeşili gibi renkleri tamamlamak için idealdir. Üstelik hem deri hem de süette harika görünür.
Ve bordo! Şaşırtıcı derecede çok yönlüdür ve gardırobunuzu hareketlendirme görevini üstlenebilir.
Bej ise loafer’ların mevsimi olarak bilinen yaz aylarında bronzlaşmış teninizi şımartır.
Başlıca Loafer çeşitleri
Tarzınıza en uygun loafer arayışınızda karşılaşabileceğiniz birkaç stili şöyle sıralayabiliriz:
Penny Loafer
İlk tasarım olan Weejun modelinin üzerinde yatay olarak uzanan bir kayış bulunuyordu. Bu kayış ortada küçük bir ceple kesilmişti, bu da bir kuruş gibi küçük yuvarlak bir nesne için mükemmel boyuttaydı. Penny (kuruş) mokasen ifadelesinin geldiği yer burasıdır!
Bir teori, penny’nin 1950'lerde Amerikalı öğrenciler tarafından tasarlanan bir moda ifadesi olduğunu belirtir. Bir diğeri, kullanıcının acil bir telefon görüşmesi yapması gerektiğinde gereken bozukluğu taşımak için olduğunu söyler. Her iki durumda da bu stil bir moda efsanesi haline geldi.
Püsküllü Loafer
Püsküllü mokasenin gerçek kökenleri belirsizdir, ancak olası bir iddia, bağcıkların ucunda püsküllü bir çift Oxford ayakkabıya sahip olan bir Macar-Amerikalı aktörün hikayesidir. Alden Ayakkabı Şirketi, benzer bir şey yapmakla görevlendirildi ve püskülü bir dekorasyon olarak kullanan loafer modelini yarattı. 1950'de tasarımı denedikten sonra ayakkabıyı piyasaya sürdü ve püsküllü mokasen o andan itibaren çok popüler oldu.
Snaffle Loafer
Bu tasarım için moda devi Gucci'ye teşekkür etmek gerekiyor. Snaffle loafer - diğer adıyla Gucci loafer - 1968'de piyasaya sürüldü. Ayakkabının üstüne yer bulan ve atların gemine benzeyen pirinç tokadan ötürü bu adı aldı. Gucci ayrıca geleneksel kahverengi tercihini siyaha çevirdi, bu da loafer’ları takım elbise ile giyilecek kadar resmi hale getirdi. Gianni Agnelli ve John F. Kennedy gibi büyük isimler bu tarzı benimseyerek, popüler hale gelmesine aracı oldular.
Apron Loafer
Adından da anlaşılacağı gibi, bu ayakkabılar, ayakkabının önü boyunca apron benzeri bir şekil oluşturur. Moc toe olarak da bilinen apron loafer'lar, ayakkabının etrafında üst çizginin altından uzanan ayrı bir deri parçasına sahiptir. Ortaya çıkan dikiş çizgisi, parmağın üst kısmı ve alt kısmı arasında bir kat yaratır.
Loafer giyerken dikkat edilmesi gerekenler
Loafer’ları en şık ve havalı şekilde tarzınıza dahil edebilmek, en az mevcut seçenekleri bilmek ve tanımak kadar önemli.
Loafer’lar, genel görünüme rafine bir hava katarken, hemen her ayakkabının yerini alabilir.
Loafer ve Jean
Loafer ayakkabılar, en sevdiğiniz kot pantolonu daha şık bir şekilde giymenize yardımcı olabilir. Bu kombinde dikkat etmeniz gereken en önemli unsur, pantolonunuzun paçalarının kısa ve dar kesim olmasıdır. Aşırı uzun ve bol jean’leri mokasenlerle eşleştirmeye çalışmak korkunç bir çaba olacaktır.
Mümkünse, zıt renkler seçin ve üst tarafı daha klasik tutun.
Loafer ve Blazer
Loafer ayakkabıların en iyi ortaklarından biri şüphesiz blazer ceketlerdir. Profesyonel ve şık bir tarz sağlasa da, resmi giyim tarzından uzak olarak nitelendirebileceğimiz smart casual görünümden bahsediyoruz. Kot ve chino pantolonlarla eşleştirilen bir blazer ceketin altına giyeceğiniz loafer’lar, son derece şık ve havalı görünmenize sebep olacaktır. Pantolonunuzu yine kısa paçalı tercih etmelisiniz.
Loafers ve Chino pantolon
Chino ve loafer kombinasyonu, yaz geceleri ve etkinlikleri için mükemmel bir seçenektir! Mavi, krem ve haki chino’lar, çoğu zaman erkeklerin favorisidir. Daha parlak renkli pantolonlar havalıdır ancak loafer’larla uyum sağlaması güçtür. Chino'nuzu bir gömlek veya polo tişört ile eşleştirin, bir kemer ekleyin ve çoraplardan kurtulun.
Loafer ve takım elbise
Loafer'lar, takım elbiseler ile son derece şık bir görünüm vadeder. Sadece pantolonunuzun ayak bileğinde olduğundan emin olun. Peki ya çoraplar? Modanın güzelliği, tüm kuralların çiğnenebilmesi ve günün sonunda kişisel tercihlere bağlı olmasıdır. Loafer'larla giyilen çoraplar cep mendilleri gibidir, karar tamamen size ve tarzınıza kalmış!
Loafer ve şort
Kendinize göre nedenlerden dolayı şortu loafer ile eşleştirmenin iyi bir fikir olduğunu düşünüyorsanız, lütfen şortunuzun dizin hemen üstünde olmasına dikkat edin! Bu yaz kombinini kaliteli bir kemer ve özel dikilmiş bir gömlekle tamamlamanızı öneririz.
Loafer ve smokin
Özellikle süet loafer’lar çok uzun zamandır smokinlere eşlik ediyorlar. Dikkat etmeniz gereken tek şey renk uyumu, şüpheniz varsa siyah tercih edin!
Minimalist oldukları ve farklı görünüm ve mevsimler için kolayca uyarlanabildikleri için bu ayakkabı stiline yatırım yapma konusunda kendinizi asla suçlu hissetmemelisiniz. Loafer’ların ilk keşfedildiğinden beri özellikle erkek modasının vazgeçilmez ögelerinden biri olduğunu unutmayın!